Gezide ilk durak Cennet-Cehennem Vadisi idi. Daha sonra ise Astım-Dilek Mağarası ziyaret edildi.
Cennet Çöküğü:
Bir yeraltı deresinin yolaçtığı kimyasal erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelen Cennet Çöküğü aynı zamanda küçük bir kiliseye ev sahipliği yapmıştı. Kilisenin giriş kapısı üzerindeki 4 satırlık kitabede, bu kilisenin V.yy'da Paulus adında dindar bir kişi tarafından Meryem Ana'ya ithafen yaptırılmış olduğu yazılmaktadır. Cennet çöküğünün içine her biri oldukça geniş 452 basamaklı taş bir merdivenle inilir. Kiliseye 300. basamakta varılır. Kiliseden sonraki mağaranın bitim noktasında mitolojik bir yeraltı deresinin sesi duyulur.,
Cehennem Çöküğü:
Cennet çöküğünün 75 m kuzeyindeki Cehennem çukuru da Cennet çöküğü gibi oluşmuştur. Ağız çember çapları 50 m ve 75 m, derinliği 128 metredir. Kenarları içbükey olduğu için içerisine inmek mümkün olmamaktadır.
Mitolojiye göre Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon'u buradaki bir kavgada yendikten sonra, onu Etna Yanardağı'nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukurunda hapsetmiştir.
Cennet çöküğünün 300 m güneybatısında olan Astım-Dilek Mağarası toplam uzunluğu 200 metreyi bulan galeriler çok ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlerle süslüdür. İçi ışıklandırılmış olup, mağaranın astımlılara iyi geldiğine inanıldığı ve içinde dilek tutulduğu için Astım - Dilek Mağarası denmiştir. Mağarada sıcaklık ortalaması 15 derece santigrat olup, nem oranı yazın %85, kışın %95'e ulaşır.
Cennet çöküğünün 300 m güneybatısındadır. İçine helezonik demir bir merdivenle inilir. Birbirine bağlantılı, toplam uzunluğu 200 metreyi bulan galeriler çok ilginç şekilli dev sarkıt ve
dikitlerle süslüdür. İçi ışıklandırılmış olup, mağaranın astımlılara iyi geldiğine inanıldığı ve içinde dilek tutulduğu için Astım - Dilek Mağarası denmiştir. Mağarada sıcaklık ortalaması 15 derece santigrat olup, nem oranı yazın %85, kışın %95'e ulaşır.
Cennet ve Cehennem çökükleri ile Astım - Dilek Mağarası çevresindeki ağaç ve çalı dallarına burayı ziyarete gelenler dilek dileyip bez parçası bağlarlar.
Kızkalesi: Korykos kıyı kalesinin 200 m açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye Kızkalesi denilmektedir. Kızkalesi ile kıyıdaki kale denizden bir yolla bağlanmış, denizden gelecek saldırılara karşı önlem alınmıştır Karamanoğlu ibrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün Mersin turizminin sembolü haline gelmiştir Turistlerin yoğun ilgisini çeken kaleye, kıyıdan balıkçı motorları ile geçilmektedir.
Kızkalesi'nin hikayesi de şöyledir:
Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün İçel turizminin sembolü haline gelmiştir Kızkalesi Efsanesi Korykos'ta yaşayan Krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz Tanrıya yakarmaktadır Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliği ile herkesin sevgisini kazanır Günlerden bir gün kente bir falcı gelir Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez Kral zorlayınca "Kralım" der, Kızınızı bir yılan sokacak Bu yazgıyı hiçbir şey bozamayacak der ve siz dahi engel olamayacaksınız deyip oradan ayrılır Kral, kıza bir şey söylemez ama düşüncelere dalar.
Sonunda kıyıya yakın küçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırmaya karar vererek kaleyi yaptırır ve kızını buraya kapatır Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan kızı sokar ve öldürür.
Daha sonra Türkiye'nin bakanlığa ait gençlik kamplarından birisi olan Akkum'a gidildi ve öğlen yemeği yenildi. Sonraki bölümde ise Kızkalesi'nde misafirler denize girme fırsatı buldular. Kızkalesi'nde zaman geçirdikten sonra sporcuların bir kısmı Macit Özcan Spor Kompleksi'ne dönerken, diğer bölümü de Forum Alışveriş Merkezi'nde zaman geçirdi.